9 Eylül 2009 Çarşamba

Biri "ideal" mi dedi?

Milyon tane afilli blog ismi düşündükten sonra sonunda tam olarak durumumu ifade eden bu başlıkta karar kıldım. Seyahat günlüğü için ideal bir başlık değil farkındayım. Lakin diğer taraftan, biri "ideal" mi dedi?

Daha saatler önce hevesim tavan yapmışken, bloguma cicili bicili neler neler yazacağımı düşünürken, şu an delirme sınırının tehlikeli derecede yakınındayım. Evet blogumu açtım, evet sonunda 14 Eylül'de İstanbul çıkışlı uçak biletimi aldım, ve evet sonunda ben de her seyahat blogu gibi ilk yazımı yazmaya başadım. Ancak uyarıyorum, çok ciddiyim, az sonra okuyacağınız, pek hoş bir girizgah yazısı olmayacak..

Hakikaten hayatımda bundan daha zor bir işe giriştiğimi hatırlamıyorum. Yani insan kendini yolculukta tanırmış ya, ben daha hazırlık aşamasında kendimi tanıdım! Ben dağınığım, ben plansızım, ben arap saçıyım, ben acayip bişeyim arkadaş lanet olsun! Ha bunları söylüyorum neden? Çünkü daha önce yapılmışı var, baktım, araştırdım.. İnsanlar güzel güzel, usturuplu usturuplu, planlı programlı çizmişler rotalarını, almışlar biletlerini, açmışlar bloglarını, anlatıyorlar.. Hepsinin o ilk yazılarına bakıyorum.. Aman allahım, öyle sakin, öyle kolay, öyle yapılabilir birşey ki anlattıkları.. Efendi gibi aşılarını olmuşlaaar, sigortalarını yaptırmışlaaar, tekrar ediyorum: rotalarını çizmişleeer, sonra anne babalarına, veya ilham kaynağı olan diğer üçüncü şahıslara teşekkürlerini edip yola çıkmışlar. Basit. Düzgün. Sakin.

Diğer taraftan ben, bir panik, bir kargaşa, bir istikrarsızlık, bir plansızlık, bir önünü görememezlik, bir, ne bileyim ben, kaos!
Daha bu sabaha kadar planım Moskova'ya uçmaktı. Bu sabah kalktım ve St Petersburg'e bilet aldım.
Kredi kartlarım halen çıkmadı. Bankada 7 aydır biriktirdiğim para var, parayı çekecek bankamatik kartım yok. 1200 lira gibi, yurtdışı seyahatleri düşünüldüğünde şuncacık diye tabir edilebilecek bir limite sahip tek bir kredi kartım var. Onun da arkadaki CVC kodu okunmuyor, problem çıkarma ihtimali yüksek. Ha CVC kodunu nası giriyorum online alışverişlerde, kafamdan! Yani o 3 haneli numara ezberimde, kafamda! Kafam da baya sağlam ya, en güvenli olarak oraya koymuşum!
Booking. com dan milyon tane otele baktım, eksper oldum, daha seçeneklerimi ikiye bile düşüremedim! Nerede kalacağımı bilmiyorum.
10 gündür her saat internetteyim, lonelyplanet guide book'dayım, demiryolları tarifelerini hatmettim, Rusya'nın altını üstüne getirdim, gelin görün ki daha bi kaç saat önce visa registration diye bir şey buldum.. Rusya'ya adım atar atmaz ilk üç gün içinde vizenin kaydını yaptırmak gerekiyormuş. Bir de baktım ki, vizeyi veren acentenin ya da kalınan otelin yaptırması gerekiyormuş bunu. Ya da vizedeki invited by yazan yerdeki kurumun. Vizeye bi baktım, invited by bilmemne bilmemne, MOCKBA.. Moskova!!! İki saat önce St Petersburg'e biletimi almışım ve bunu yeni öğreniyorum! Allah belasını versin komünistlerin! Vize kaydı ne yahu? Almışım işte vizeyi neyin kaydı yani?
Seyahat acentesini aradım kız diyor ki siz bana moskova dediniz. Derin derin nefes aldım, sen bi araştır bana dön dedim. Sesimden azıcık tarzım belli oluyorsa, suratının ortasına geçirmek üzere olduğumu anlamıştır. Zira, nerden başlayacağıma emin değil idiysem de, adım gibi eminimki kıza St Petersburg, Moskova ve Vladivostok dedim, sırasıyla gideceğim 3 şehri söyledim yani.. anlamadığına da emindim oysa ya, neyse..

İnsanlar bana soruyor.
Nereye gidiyorsun? Hmm, önce Rusya.. sonra galiba Çin.. sonra? Yok.
Nası gidiyorsun? Önce uçak.. sonra galiba tren.. sonra? Yok.
Ne kadar kalacaksın? Önce, galiba.. hiçbir fikrim yok.
Yani babamın tepkisi çok ta yersiz değilmiş galiba.. "Kızım iyi misin sen?"

İyiyim iyiyim. Bomba gibiyim.

Allahım naptım ben?

2 yorum:

  1. En güzel sonuçlar kaostan çıkmaz mı? Bakınız Fransız Devrimi:)

    Bunlar aşılmayacak şeyler diil, kendine zaman baskısı yapma yeter

    YanıtlaSil